Son Gazeteci TÜRKİYE SUSUZLUK TEHLİKESİ KAPIDA! HALK VE İŞYERLERİ NE YAPACAK?

SUSUZLUK TEHLİKESİ KAPIDA! HALK VE İŞYERLERİ NE YAPACAK?

Türkiye’de iklim değişikliğine bağlı olarak yağışların azalması ve kuraklık, baraj, göl ve nehirleri olumsuz etkiledi. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Mersin, Çanakkale gibi birçok kentte baraj doluluk oranları kritik seviyelerin altına indi. Su krizi kapıya dayanırken, uzmanlar “kısıtlama” veya “100 litrenin üzerine kademeli ücret artışı” önerisinde bulunuyor.

Okunma Süresi: 3 dk

*SUSUZ İSTANBUL VE İŞ YERLERİ*

Elde edilen son veriler İstanbul'da büyük bir susuzluğun kapıda olduğunu gösteriyor. Peki bu tehlikeye karşı İstanbullular ne yapacak?

*"Hep Evlere Vurgu Yapılıyor. Peki ya İşyerleri?"*

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Dr. Umut Elbir, susuzluk tehlikesine karşı İstanbul'daki İş yerlerinin de yapması gerekenleri sıraladı:

*1. "Su Tüketimini Azaltan Donanımlar Kullanılmalı"*

İşyerlerinde kullanılan musluklar, sifon sistemleri ve temizlik donanımları su tüketiminin büyük bölümünü oluşturuyor.

    •    Düşük akışlı musluk başlıkları veya suya hava karıştırarak debiyi azaltan *“aerator” aparatlar sayesinde* , el yıkama ve mutfak alanlarındaki tüketimi yarıya yakın düşürmek mümkün.

    •    İki kademeli sifonlar ve tasarruf rezervuarları, ofislerde yoğun kullanım gören tuvaletlerde ciddi tasarruf sağlar.

    •    Sabit su akışı yerine sensörlü el yıkama sistemleri kullanılması, hem hijyen hem de verimlilik açısından iyi bir uygulamadır.

Çalışan kesimin gün içinde evlerden çok iş yerlerinde vakit geçirdiğini hatırlatan Elbir, yurtdışından da örnek veriyor:

*Almanya’da birçok kamu binası, Berlin Çevre Ajansı’nın önerileri doğrultusunda düşük debili armatürlere tamamen geçmiş durumda. Yapılan ölçümlerde bu uygulamanın tek başına bina başına yıllık yaklaşık %35 su tasarrufu sağladığı raporlandı. Bu tür uygulamalar artık çevreci bir tercih değil, zorunluluk kabul ediliyor.


*2. "Kaçak ve Sızıntılar İhmal Edilmemeli"*

Musluklardan damlayan birkaç damla ya da tuvaletlerdeki görünmeyen sızıntılar uzun vadede tonlarca su kaybına neden olabilir.

    •    Tesisat, sifon ve pisuar hattında oluşan her türlü arıza hızlıca giderilmeli.

    •    Yılda en az bir kez tüm su tesisatının profesyonel bir ekip tarafından gözden geçirilmesi, hem işyerinin su tüketimini azaltır hem de altyapı arızalarından doğabilecek hijyen sorunlarını önler.

Bu basit tedbir, iş kazaları kadar kritik olmasa da, iş sağlığı ve hijyen yönetiminin ayrılmaz bir parçası haline geliyor.

*3. "Temizlik ve Üretim Süreçlerinde Su Kullanımını Doğru Planlamalıyız"*

İşyerlerinde yapılan temizlik işlemleri, fark edilenden daha fazla su harcar.

    •    “Gerektiği kadar su kullanımı” anlayışı temizlik ekiplerine açıkça anlatılmalı, gereksiz yere açık bırakılan muslukların önüne geçilmelidir.

    •    Büyük işletmelerde gri su kullanımı, yağmur suyu toplama veya prosedür uygunluğu olan yerlerde suyun yeniden işlenip bazı temizlik faaliyetlerinde kullanılması değerlendirilebilir. Bu tür sistemler hem maliyeti hem de tüketimi düşürür.

A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Dr Umut Elbir bir örnek de Hollanda'dan veriyor:

*Hollanda’daki bazı endüstriyel tesisler, makine soğutma suyu ve temizlik suyunu geri kazanım sistemleriyle tekrar kullanıyor. Bu sayede yıllık su tüketiminin yaklaşık %50’sini geri kazandıklarını rapor ediyorlar.*

*4. "Çalışanlarda Tasarruf Kültürü Oluşturmalıyız"*

"Teknik çözümler kadar önemli bir diğer başlık da çalışan farkındalığıdır" diyen Elbir, devam ediyor:

    •    Ortak alanlara su kullanımını hatırlatan görseller yerleştirmek küçük ama etkili bir adımdır.

    •    Kurumun İSG politikasına “su yönetimi” maddesi eklemek, su tüketim raporlaması yapmak ve aylık tüketimi çalışanlarla paylaşmak, sürdürülebilirlik bilincin yerleşmesine katkı sağlar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *