Schengen Bölgesi’nde (25 AB üyesi ve İsviçre, İzlanda, Liechtenstein, Norveç dahil 29 ülke) uygulanacak Giriş/Çıkış Sistemi (EES), pasaport damgalarını ortadan kaldırarak biyometrik verilere dayalı bir kontrol mekanizması getiriyor.
Artık Türkiye, ABD, Kanada, Avustralya, Birleşik Krallık gibi vize muafiyeti olan veya kısa süreli vize sahibi yolcular, sınır kapılarında dijital kiosklar aracılığıyla kimlik doğrulama yapacak.
İşte adım adım işleyiş...
İlk girişte yolcular, havalimanları, tren istasyonları veya sınır kapılarındaki kiosklarda pasaport bilgilerini girecek, yüz tarama cihazıyla fotoğraf çektirecek ve parmak izi verecek (12 yaşından küçük çocuklar için parmak izi gerekmeyecek).
Tekrar girişlerde sistem, mevcut biyometrik verileri kontrol ederek hızlı geçiş sağlayacak.
Biyometrik pasaport sahipleri, self-servis kiosklarda işlemleri daha hızlı tamamlayabilecek.
Veriler 3 yıl boyunca sistemde tutulacak; vize süresini aşanların kayıtları ise 5 yıl saklanacak.
AB vatandaşları, İrlanda ve Güney Kıbrıs vatandaşları, AB oturum izni sahipleri ve uzun süreli vize sahipleri sistemden muaf olacak.
Neden bu sistem?
AB Göç ve Entegrasyon Bakanı Kaare Dybvad Bek, EES’nin dış sınırları daha güvenli hale getireceğini ve sahte kimlik kullanımını önleyeceğini belirtti. Frontex sözcüsü Chris Borowski ise sistemin yolcular için zaman tasarrufu sağlayacağını ve mobil uygulama desteğiyle işlemlerin daha da kolaylaşacağını vurguladı. İsveç, Portekiz, İtalya, Macaristan ve Yunanistan, uygulamayı ilk benimseyecek ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye'ye etkisi ne olacak?
Türkiye’den Schengen Bölgesi’ne seyahat edenler, EES kapsamında biyometrik veri kaydı yaptıracak. Özellikle sık seyahat edenler ve vizesiz giriş hakkı olanlar için bu sistem, pasaport kontrol kuyruklarını azaltarak daha akıcı bir deneyim sunacak. Ancak, sistemin vize başvurularına etkisi olabileceği için seyahat planı yapanların evraklarını eksiksiz hazırlaması öneriliyor.
KAYNAK:www.superhaber.com