Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 8 adayın yarıştığı cumhurbaşkanlığı seçiminde gözler iki isimde toplandı:
Mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “iki devletli çözüm” vizyonunu savunurken, CTP lideri Tufan Erhürman “Rumlarla federasyon” tezini yeniden gündeme taşıyor.
UBP Meclis Üyesi Özgür Yeleğen, Türkiye Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede, bu seçimin yalnızca bir lider seçimi değil, Doğu Akdeniz’in stratejik geleceğini belirleyecek bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
“RUM-İSRAİL KUŞATMASI YENİDEN SAHNEDE”
Yeleğen’e göre Rum tarafı, Avrupa Birliği’nin desteğiyle yeni bir kuşatma planı yürütüyor:
“Rum yönetimi, İsrail ve Yunanistan’la birlikte Doğu Akdeniz enerji koridorunu şekillendiriyor. Tel Aviv-Lefkoşa-Atina hattında inşa edilen bu sistem, Kıbrıs Türk halkını denklemin dışına itme amacını taşıyor. Ancak bu planın önündeki en büyük engel, Kıbrıs Türklerinin iradesi ve Sayın Tatar’ın kararlı duruşudur.”
Yeleğen, Tatar’ın vizyonunun yalnızca Kıbrıs Türklerinin değil, Türkiye ve Türk dünyasının güvenliğini temsil ettiğini vurguladı:
“Kıbrıs, sadece bir ada değil, Türk milletinin denizlerdeki varlık hakkının sembolüdür.”
Seçim sürecinde, CTP ve TDP çevrelerinin AB kaynaklı fonlarla “federal çözüm” propagandasını ısıttığına dikkat çekildi.
Yeleğen, bu girişimlerin 2004 Annan Planı dönemindeki hataları tekrarlama riskini taşıdığını belirterek, şu uyarıyı yaptı:
“Eşit yurttaşlık söylemi, Rum egemenliğini meşrulaştırma aracına dönüşüyor. Bu maskeli propaganda, Kıbrıs Türklerini statüsüz bırakma girişimidir.”

“TATAR KARŞITI ALGI OPERASYONU YÜRÜTÜLÜYOR”
İsrail ve Rum lobilerinin, Avrupa Parlamentosu ve sosyal medya üzerinden Tatar karşıtı bir psikolojik operasyon yürüttüğü belirtiliyor.
Yeleğen, “Gençler arasında federasyon romantizmi yayılıyor. Bu, Türkiye ile bağları zayıflatma çabasıdır” dedi.
Kıbrıs Türk Devleti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmesi, iki devletli vizyonun en somut sonucu olarak görülüyor.
Yeleğen, “KKTC artık yalnız Lefkoşa’nın değil, Türk dünyasının siyasi bilincinin bir parçasıdır” diyerek, seçmenin sandığa giderken bu sorumluluğu taşıması gerektiğini vurguladı:
“Her oy, devletin geleceğine, Akdeniz’deki Türk varlığına ve millî iradenin sürekliliğine verilmiş bir onay olacaktır.”
ADA’DA DENGELERİ DEĞİŞTİRECEK SEÇİM
Kuzey Kıbrıs’ta bugün yapılan seçim, sadece Ada için değil, Doğu Akdeniz’in enerji ve güvenlik mimarisi açısından da belirleyici olacak.
Kıbrıs Türkü, ya bağımsızlık ve iki devletli çözüm çizgisini sürdürecek, ya da AB-Rum-İsrail ekseninin vesayet sistemine teslim olacak.
KAYNAK:www.superhaber.com