Deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, depremin Tekirdağ açıklarında değil, Silivri Çukuru’nun batı kenarında meydana geldiğini belirterek, “Bu, daha önce 23 Nisan’da söylediğim senaryonun yarısıdır” dedi. Üşümezsoy, 23 Nisan’daki 6.2’lik Kumburgaz depreminde fayın yalnızca bir kısmının kırıldığını, Silivri Çukuru içinde kalan 10–15 km’lik parçanın henüz kırılmadığını hatırlattı: “23 Nisan’daki depremin yarısı gerçekleşti, öbür yarısı ise henüz olmadı.” Bölgedeki artçıların sürebileceğini belirten Üşümezsoy, Silivri Çukuru içinde 6.2 büyüklüğünde deprem potansiyeli bulunduğunu, İstanbul’a doğru ilerleyen bir faydan değil, Silivri Çukuru’ndaki ikinci koldan söz ettiğini ifade etti. Ayrıca, “İstanbul için büyük bir deprem değil; Silivri Çukuru içinde 6.2’lik bir potansiyel var” değerlendirmesini yineledi.
Milliyet'in aktardığına göre, Prof. Dr. Okan Tüysüz, 6 Şubat depremleri sonrası Anadolu’daki faylarda hareketlilik artışı olduğunu belirterek, “İstanbul'da bir hareketlilik artışı söz konusu değil. Türkiye'de 550 tane fay var. Bu fayların kimi aktif. Çok sayıda deprem gerçekleşiyor. Yalnız 6 Şubat sonrası tüm Anadolu'da bir fiziksel artış var. Kimseye evinize girin ya da çıkın diyemeyiz. Depremle yaşamaya devam edeceğiz. Biraz bekleyelim bir iki artçı daha gelişebilir. O zaman bileceğiz ki bu ana şok depremidir” dedi. Tüysüz, “Yapılarda herhangi bir çatlama varsa AFAD’a başvurulmalı” uyarısını yaptı.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise depremin kente yakın olduğu için geniş alanda hissedildiğini, “Bunlar normal depremler, bundan sonra büyük deprem olacak demek iddialı olur.” sözleriyle ifade etti. Ersoy, artçıların izlenmesinin önemine dikkat çekti ve Marmara’da beklenen büyük deprem için “enerjiyi alır” demenin doğru olmadığını vurguladı.
KAYNAK:superhaber.com