İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, 112 Acil Çağrı Merkezine yönlendirilen Ü.D.A'nın ihbarında, şüpheli Hüseyin Gün’ün İsrail, İngiltere ve ABD lehine ajanlık faaliyetleri yürüttüğü ve görüşmelerini kriptolu telefonlar üzerinden gerçekleştirdiği bildirildi.
Savcılığın sevk yazısında, Gün’ün farklı ülkelerdeki iç karışıklıkları finanse ettiği ve Türkiye’deki seçimlerde hükümete karşı propaganda yürütmek amacıyla kişi veya grupları yönlendirdiği iddia edildi. MASAK incelemesine göre, Gün’ün ticari işletmesi bulunmamasına rağmen 85 milyon TL nakit çekim yaptığı ve bu paranın kullanımına ilişkin kayıtların olmadığı kaydedildi.
Dijital casusluk ve veri sızdırma iddiaları
Yazıda, şüpheli Hüseyin Gün’ün İBB veri tabanına ait kişisel bilgilere ulaştığı, bu verilerin dolaylı olarak Necati Özkan tarafından temin edildiği iddiasına yer verildi. Ayrıca, Gün’ün iş insanı kisvesi altında, istihbarat servisi elemanı olarak faaliyet yürüttüğü ve “Wickr” isimli kripto mesajlaşma programı üzerinden Ekrem İmamoğlu lehine manipülasyonlar yaptığı öne sürüldü.
Savcılık yazısında, özellikle İBB’ye ait e-posta ve veri içeriklerinin yabancı istihbarat servisleri tarafından ele geçirildiği, bu veriler üzerinden analiz ve raporlama çalışmaları yürütüldüğü belirtildi. Bu süreçte Aaron Bar isimli kişinin, ABD istihbarat servisinin dijital projeler koordinatörü olduğu ve verilerin yabancı servisler tarafından kullanıldığı kaydedildi.
Şüpheli Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’ın rolü
Savcılık yazısında, Necati Özkan’ın dijital verilerin aktarımında ve mesajlaşma programı “Wickr” üzerinden iletişimde aktif rol oynadığı, Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla veri analizleri yaptıkları ifade edildi.
Merdan Yanardağ’ın ise TELE1 kanalını araç olarak kullanarak casusluk faaliyetlerinin basın ayağını oluşturduğu, bu kapsamda yapılan yayınlar üzerinden algı operasyonları yürüttüğü ve gizli menfaat temin ettiği belirtildi.
Ekrem İmamoğlu’nun savcılık ifadesi
İmamoğlu, savcılığa verdiği ifadede, şüpheli Hüseyin Gün’ü hatırlamadığını ancak soruşturma sürecinde avukatları aracılığıyla kendisine gösterilen fotoğraflardaki ziyareti hatırladığını söyledi.
Program ve mesajlaşma iddialarıyla ilgili İmamoğlu, “Wickr Me isimli mesajlaşma programını ilk defa duydum, bu yazışmalar ile ilgili bilgim yok” diyerek suçlamaları reddetti. Ayrıca, seçim kampanyasının 15 güne indirildiği iddialarının mantıksız olduğunu belirterek, “Ben 7 aylık bir seçim kampanyası yürüttüm, 15 gün içinde bütün kampanyanın yönlendirilmesi hayatın olağan akışına uygun değildir” değerlendirmesinde bulundu.İmamoğlu, verilerin İBB’ye ait kurum evraklarının güvenliğini sağlama amaçlı olduğunu ve başka bir maksat taşımadığını ifade etti.
Savcılığın değerlendirmesi
Yazıda, şüphelilerin üst düzey hiyerarşi içinde casusluk faaliyetlerinde bulunduğu, İBB veri tabanına erişim sağladığı, seçmen bilgilerini yabancı istihbarat servisleri ile paylaştığı ve algı operasyonu yürüttüğü öne sürüldü. Soruşturma, hem yolsuzluk hem de askeri ve siyasal casusluk suçlamalarını kapsıyorSavcılık, delillerin ve itirafçı beyanlarının şüphelilerin üzerine atılı suçları işlediğine dair kuvvetli şüphe oluşturduğunu belirterek tutuklama talebinde bulundu.
KAYNAK:www.superhaber.com
